SARAİ - J. A. REDMERSKI (KATİLLER ÇETESİ #1) KİTAP YORUMU
Sarai henüz on dört yaşındayken annesi tarafından Meksika'daki bir uyuşturucu baronunun yanında yaşamaya zorlanmıştır. Fakat Sarai, normal bir hayatın ne demek olduğunu unutmasına rağmen, zorla alıkonulduğu evden kaçma umudunu da hiç yitirmemiştir. Soğukkanlı bir katil olan Victor da tıpkı Sarai gibi çocukluğundan beri hep ölüme ve şiddete tanık olmuştur. Victor öldüreceği yeni hedefiyle ilgili bilgi almak için Sarai'ın bulunduğu yere geldiğinde genç kız ,buradan kaçabilmek için elindeki tek fırsatın bu adam olduğunu anlar. Ne var ki, işler Sarai'ın planladığı gibi gitmez ve tehlikeli bir adamın elinden kaçarken, kendini Tucson'a giden bir kamyonun arkasında değil, bambaşka tehlikelerin içinde bulur.
Firar sırasında Victor içgüdülerinin etkisindeki kişiliğinden sıyrılır, vicdanının sesini dinler ve Sarai'a yardım etmeye karar verir. Çift birbirine gittikçe yakınlaşırken, Victor kızı korumak için her şeyini, hatta herkes gibi Sarai'ın ölmesini isteyen erkek kardeşi Niklas'la aralarındaki ilişkiyi bile tehlikeye atar. Victor ve Sarai birbirlerine olan güvenlerini arttırırken, aralarındaki uyuşmazlıklar da zamanla azalmaya başlar. Peki Victor'un kaba kuvvete dayanan yetenekleri ve tecrübesi Sarai'ın hayatta kalmasına yetecek midir? Bu kitap Sarai ve Victor'un hikâyesidir.
VİCTOR FAUST: Victor benim kitaptaki favori karakterim. Tabii ikinci favori karakterim. Birincisi kalbimin baş köşesine taht kurmuş olan Fredrik. Neyse ona sırası gelince geçeriz kikiki. Victor, idealleri uğruna yaşayan, kendisinden ödün vermeyen, hiçbir zaman vicdanının sesini dinlemeyen ve kalbiyle değil aklıyla hareket eden biricik katilimiz. E katil olmak kolay iş değil esasında. Bütün bunları yapmazsan mazallah ölürsün. Victor bulunduğu konumda, işinde en iyisi. Tabii işinde iyi olmasını da az önce saydığım özellikler sağlıyor. Kendisi bulunduğu örgüte fazlasıyla bağlı ve sadık. Kısacası bir robot gibi yaşıyor ve yönetiliyor. E tabi bunlar bir yere kadar öyle değil mi? Her insan hayatının bir döneminde sallantıya girer. Victor'un sallantıya girdiği dönem ise Sarai ile tanıştığı dönemdir. Sarai, Victor'un adeta kalbinin olduğunu ona gösterir. E tabi bunu da onun bir vicdanının olduğunu hatırlatarak yapar. Sarai ile tanışan Victor ilk defa aklının değil vicdanının sesini dinlemeye başlar. Zaten bundan sonra ipler kopar ve her şey arap saçına döner. Aşktı meşkti, aksiyondu, kandı, ölümdü, yaşamdı, heyecandı derken hayatları kökünden değişime uğrar.
SARAİ COHEN: Ah Sarai ah! İlk başta sevdiğim fakat serinin sonlarına doğru nefret ettiğim karakter. Yani kızdan resmen ışık hızında soğudum, böyle bir şey olamaz! Her neyse biraz daha devam edersem sanırım spoi vermek zorunda kalacağım, aman ha! Sarai oldukça cesaretli ve akıllı bir kız. Fakat kendileri uzun bir süre boyunca saplantılı bir uyuşturucu baronunun yanında tutsak olan bir karakterimiz. Tutsak falan ama tutsakların içinden en gözde olanı. Psikopat Javier onu diğerlerinden her anlamda ayırıyor. Çünkü adam Sarai'a aşık. Bunun ismini aşk koymak gerçi ne kadar doğru bilemiyorum. Bu daha çok takıntılık gibi bir şey. Sarai ise bu takıntılı psikopattan kaçmak için fırsat kolluyor. O fırsat ise ayağına geliyor. Victor Faust! E tabi buldu yakışıklı adamı dedi ki bunun kalbi de yüzü kadar güzeldir falan ben dedi buna ayak bağı olayım. E tabi işler umduğu gibi maalesef gitmedi. Ah hangimizin işleri umduğu gibi gidiyor bu hayatta?
NİKLAS FLEİSCHER: Geldik Niklas'a. Burası zurnanın zort dediği yer. Niklas, Victor'un erkek kardeşidir. Ayrıca fazlasıyla hırslı, kıskanç ve ketumdur. Bu zamana kadar abisinin övülmesini, yaptığı işleri, geldiği başarılı noktayı hep kıskanmıştır. Bir yandan da abisine karşı öngörülemez bir sevgi besler. Çünkü küçüklükten beri birbirlerinden başka hiç kimseleri yoktur. Abisini kimseyle paylaşmak istemez; Sarai ile bile. Bu yüzden Sarai'a karşı hiçbir zaman yakın olamaz. Aksine ona karşı içten içe nefret duyuyordur. Tabii bu bir yere kadar. Niklas son atışı kitabın sonunda yapıyor ve her şey orada patlak veriyor. #direnNiklas Kaptırma abini şu kıza.
JAVİER: Evet şu sağ tarafta sinsi sinsi bakan kişi tam da tahmin ettiğiniz üzere Javier. Takıntılı ve saplantılı, psikopat uyuşturucu baronu. Allah seni bildiği gibi yapsın e mi? Bütün kitap boyunca şu adamla uğraşıyoruz valla. Artık öl diye evde bağırasım geliyordu. Durumun şöyle içler acısı bir tarafı da var ki; Böyle tipler gerçek hayatta da maalesef varlar ve bizimle aynı havayı soluyorlar. Hepsini teker teker Allah'a havale ediyorum.
Firar sırasında Victor içgüdülerinin etkisindeki kişiliğinden sıyrılır, vicdanının sesini dinler ve Sarai'a yardım etmeye karar verir. Çift birbirine gittikçe yakınlaşırken, Victor kızı korumak için her şeyini, hatta herkes gibi Sarai'ın ölmesini isteyen erkek kardeşi Niklas'la aralarındaki ilişkiyi bile tehlikeye atar. Victor ve Sarai birbirlerine olan güvenlerini arttırırken, aralarındaki uyuşmazlıklar da zamanla azalmaya başlar. Peki Victor'un kaba kuvvete dayanan yetenekleri ve tecrübesi Sarai'ın hayatta kalmasına yetecek midir? Bu kitap Sarai ve Victor'un hikâyesidir.
Hellö!! Yine karşınıza bir çok değişiklik yaparak çıkmış bulunmaktayım. Temamı değiştirdim! Ah şu her şeyden çabuk sıkılma hallerim ne olacak inanın bende bilmiyorum. Blogumu ziyaret edenler bilir kopkoyu bir tema vardı. Bir süre sonra artık benimde içim kararmaya başlayınca dedim ki bir değişiklik yapmanın tam zamanı! VE SONUÇ. Neyse şimdilik içime sindi, artık bir daha ne zaman değiştiririm bilmiyorum.
Efenim gelelim Sarai yorumumuza.
DİKKAT!! KENDİSİNİ KAN TUTAN GELMESİN. ÇÜNKÜ BU SERİ ÇOK KANLI BİR SERİ.
Ah şu seri beni ne çıkmazlara sokturan, ne paralar harcatan, ne merakta bırakan... En başa dönecek olursak; Bu seriyi toplamak için ne uğraşlar verdim bir bilseniz. İlk başta bir siteden Sarai'ı sipariş verdim fakat okumadım. Evet okumadım çünkü kendimi biliyorum. Eğer okusaydım meraktan çatlar gider diğer kitaplarını PDF indirip öyle okurdum ve böylelikle serinin diğer kitapları asla elimde olmazdı. Burası beni en çok zorlayan kısımdı açıkçası.
Aylar geldi geçti ve CNR kitap fuarı geldi çattı ay ben durur muyum? Koştum gittim diğer kitapları da teker teker aldım, paraları da çatur çutur harcadım. Ne hoş!
Neyse sonuç olarak kitapları Allah'ın izniyle PDF indirmeme gerek kalmadan aldım. Şu anda Victor hariç diğer kitaplar elimde duruyor ve serinin yedinci kitabı da yolda. Yayınevimiz duyurdu. Saygılar! (Yani bu seri bizlere daha çok para harcatacak benden söylemesi.)
Kitabın konusuna giriş yapmayacağım çünkü zaten MAŞALLAH arka kapakta konu açık bir şekilde anlatılıyor zaten. Karakterler üzerinden gideceğim bende... Bu arada seri dizi olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Oyuncular falan her şey belirlendi çekimler yapılıyor. Oyuncuların fotoğraflarını karakterlerin yanına koyacağım. Bu yüzden bir yandan karakterler hakkında konuşurken bir yandan da oyuncular hakkındaki öz eleştirimi yapacağım. Bunu da söylemiş olayım. VE...
VİCTOR FAUST: Victor benim kitaptaki favori karakterim. Tabii ikinci favori karakterim. Birincisi kalbimin baş köşesine taht kurmuş olan Fredrik. Neyse ona sırası gelince geçeriz kikiki. Victor, idealleri uğruna yaşayan, kendisinden ödün vermeyen, hiçbir zaman vicdanının sesini dinlemeyen ve kalbiyle değil aklıyla hareket eden biricik katilimiz. E katil olmak kolay iş değil esasında. Bütün bunları yapmazsan mazallah ölürsün. Victor bulunduğu konumda, işinde en iyisi. Tabii işinde iyi olmasını da az önce saydığım özellikler sağlıyor. Kendisi bulunduğu örgüte fazlasıyla bağlı ve sadık. Kısacası bir robot gibi yaşıyor ve yönetiliyor. E tabi bunlar bir yere kadar öyle değil mi? Her insan hayatının bir döneminde sallantıya girer. Victor'un sallantıya girdiği dönem ise Sarai ile tanıştığı dönemdir. Sarai, Victor'un adeta kalbinin olduğunu ona gösterir. E tabi bunu da onun bir vicdanının olduğunu hatırlatarak yapar. Sarai ile tanışan Victor ilk defa aklının değil vicdanının sesini dinlemeye başlar. Zaten bundan sonra ipler kopar ve her şey arap saçına döner. Aşktı meşkti, aksiyondu, kandı, ölümdü, yaşamdı, heyecandı derken hayatları kökünden değişime uğrar.
Dizi için seçilen oyuncuya gelirsem; kelimenin tam anlamıyla mükemmel! Valla cuk diye oturmuş William Levy, Victor rolüne. Gerçi bu görünüşteki yorumum. İnşallah Victor karakterimizi de başarıyla oynar kendileri.
SARAİ COHEN: Ah Sarai ah! İlk başta sevdiğim fakat serinin sonlarına doğru nefret ettiğim karakter. Yani kızdan resmen ışık hızında soğudum, böyle bir şey olamaz! Her neyse biraz daha devam edersem sanırım spoi vermek zorunda kalacağım, aman ha! Sarai oldukça cesaretli ve akıllı bir kız. Fakat kendileri uzun bir süre boyunca saplantılı bir uyuşturucu baronunun yanında tutsak olan bir karakterimiz. Tutsak falan ama tutsakların içinden en gözde olanı. Psikopat Javier onu diğerlerinden her anlamda ayırıyor. Çünkü adam Sarai'a aşık. Bunun ismini aşk koymak gerçi ne kadar doğru bilemiyorum. Bu daha çok takıntılık gibi bir şey. Sarai ise bu takıntılı psikopattan kaçmak için fırsat kolluyor. O fırsat ise ayağına geliyor. Victor Faust! E tabi buldu yakışıklı adamı dedi ki bunun kalbi de yüzü kadar güzeldir falan ben dedi buna ayak bağı olayım. E tabi işler umduğu gibi maalesef gitmedi. Ah hangimizin işleri umduğu gibi gidiyor bu hayatta?
Dizide oynayacak olan oyuncuya yani Alicia Sanz'a gelecek olursak; ay ne bileyim biraz sıska duruyor sanki Sarai için. Hiç hayalimde ki Sarai'a benzemiyor.
NİKLAS FLEİSCHER: Geldik Niklas'a. Burası zurnanın zort dediği yer. Niklas, Victor'un erkek kardeşidir. Ayrıca fazlasıyla hırslı, kıskanç ve ketumdur. Bu zamana kadar abisinin övülmesini, yaptığı işleri, geldiği başarılı noktayı hep kıskanmıştır. Bir yandan da abisine karşı öngörülemez bir sevgi besler. Çünkü küçüklükten beri birbirlerinden başka hiç kimseleri yoktur. Abisini kimseyle paylaşmak istemez; Sarai ile bile. Bu yüzden Sarai'a karşı hiçbir zaman yakın olamaz. Aksine ona karşı içten içe nefret duyuyordur. Tabii bu bir yere kadar. Niklas son atışı kitabın sonunda yapıyor ve her şey orada patlak veriyor. #direnNiklas Kaptırma abini şu kıza.
Dizide oynayacak olan Adrian Lasta'ya gelecek olursaaak... Bir Alicia Sanz vakası daha diyebilirim. Valla adamın normal fotoğraflarına bakınca diyorum ki iyimiş ama dizinin çekimindeki fotoğraflara bakınca diyorum ki bu Niklas olmamalıydı. Artık gerçekten olup olmadığını diziyi izlerken göreceğiz.
JAVİER: Evet şu sağ tarafta sinsi sinsi bakan kişi tam da tahmin ettiğiniz üzere Javier. Takıntılı ve saplantılı, psikopat uyuşturucu baronu. Allah seni bildiği gibi yapsın e mi? Bütün kitap boyunca şu adamla uğraşıyoruz valla. Artık öl diye evde bağırasım geliyordu. Durumun şöyle içler acısı bir tarafı da var ki; Böyle tipler gerçek hayatta da maalesef varlar ve bizimle aynı havayı soluyorlar. Hepsini teker teker Allah'a havale ediyorum.
Oyuncuya gelecek olursam ilk gördüğümde hoşuma gitmemişti fakat Javier karakterine kaslı. yakışıklı birisini koyamazlardı zaten dimi? Koysalardı Javier olmazdı zaten Victor olurdu. Onda da açık kapatılmış zaten.
Kitap fazlasıyla akıcıydı. Konu güzel bir şekilde işlenmişti. Eğer Bütün seriyi elinizde bulunduruyorsanız duraksamadan sonuna kadar gidebiliyorsunuz. Benden size bir tavsiye bütün seriyi aldıktan sonra okumaya başlayın. Bol heyecan, bol aksiyon, kavga, dövüş, aşk, fantezi... Ne ararsanız var içinde. Ben oldukça keyifli buldum kitabı. Sizlere de tavsiye ederim. Kendinizi katillerin içinde bulmaya hazırsanız buyurun sizi buraya alalım.
KEYİFLİ OKUMALAR!
Yorumlar
Yorum Gönder